Translate / dil çevirici

17 Mayıs 2008 Cumartesi

PLATON VE DÜŞÜNCELERİ

PLATON (MÖ ykş. 429-347 )

Felsefe denildiğinde akla gelen ilk isimdir desek yanılmayız. Eflatun olarak da bilinir. Sokrates’in öğrencisi Aristoteles’in ise hocasıdır. Gerçek adı Aristokles olmasına rağmen geniş omuzları ve atletik vücut yapısından dolayı kendisine Platon denildi. Platon kelimesi Yunanca’da “geniş göğüslü” anlamına gelmektedir. Modern tarihin filozoflarından Alfred Noth Whitehead’in öne sürdüğüne göre Platondan sonraki felsefe “onun eserlerine yazılmış bir dizi dipnot”tan ibarettir. Tam doğru olmasa bile felsefe kronolojisi düşünüldüğünde iddaya tamamen karşı çıkmak da mümkün olmuyor.

Hocası Sokrates’in düşünceleri Platon’un düşüncelerinin kaynağı olarak görülse de, evrensel anlamda ilk rasyonel (akılcı, mantığa dayanan) filozof sayılmasıyla ondan önce gelir Platon. Platon kendinden önce gelen Thales, Parmenides ve özellikle Herakleitos gibi filozoflardan çok şey öğrenmişti.

Platon’un en büyük eseri ve bu güne kadar da etkisini devam ettiren Politeia’dır(Devlet). Platon’un Devlet adlı eserinin yazılış tarihi tam olarak bilinememektedir. Araştırmacıların tahmini MÖ 380-370 tarihleri arasını işaret etmektedir. Sonuçta eseri Platon’un hayatının orta dönemi ile ilişkilendirmek doğru olacaktır. MÖ 404’te Atina’yı yöneten Tiranlıları sert şekilde eleştirmiş ve hepsini fikirleriyle toptan mahkum etmişti. Hocası ve ölene kadar yanından ayrılmadığı yaşlı dostu Sokrates, “dine hürmetsizlik” ve “gençlerin ahlakını bozma” (oysa içinde bulundukları cehaleti göstererek aydınlatmıştı onları) gibi suçlamalarla yönetim tarafından 399’da idam edilince, Platon’un devlet konusundaki hayal kırıklığı gittikçe derinleşti. Kendisi gibi hayal kırıklığına uğramış Sokrates’i desteklemiş başka öfkeli insanlarla birlikte İtalya ile Sicilya’ya gitti; yaklaşık 385’te, yaşı 45’e gelince, sonradan Akademia adını alacak olan okulda dersler vermeye başladı. Atina’nın etkilerinde, Akademos adındaki kahramandan(kelime yi de buradan türetmiştir) dolayı kutsal niteliği olan bir korunaktı burası. Dünyanın ilk üniversitesi de bu Akademia dır.

Platon’un Devlet adlı eserinin tarihsel zeminine II.Dionysios ile Kallipos’un arasındaki siyasi çekişmeden ortaya çıkan devlet ve toplum üzerine tezler oturtulmuştur. Acaba Platon devlet çıkarları uğuna bireyi bastırmış olmanın sorumluluğunu taşımış mıdır ? Devlet gerçekte açık toplumun düşmanı mıdır? Günümüzdeki devlet toplum ilişkilerine baktığımızda bile sanki tez doğru gibi. Platon’a göre kolektif olan, yani bir bütün olarak halk,devlet, kendi çıkarlarını kollama güdüsüyle hareket eden salt bireyden daha önemlidir. Öğrencisi Aristoteles, bu teze katılmamış, bir topluluğun mutluluğunu, üyelerinin mutluluğundan ayrı düşünmenin anlamsız olacağını belirtmiştir.

Platon’un mağara teorisini burada açmak gerekiyor. Platon’a göre gerçek yaşadığımız hayat değildir. Biz sadece gerçeğin yansımasıyız. Bunu da şöyle açıklar: “Bir mağarada yaşayan insanları getirin gözünüzün önüne, bunlar zincirle bağlanmış sırtları mağaranın girişine dönük olsun. Tam arkalarında da bir ateş yanıyor. Mağaranın dışından geçenlerin gölgeleri ateşin ışığının etkisiyle, sırtı girişe dönük oturanların başları üzerinden geçip onların baktığı duvara yansıyor. Bu gölgeler mağarada yaşayan bizler için (kastedilen içinde yaşadığımız dünya, bulunduğumuz durum) gerçekliğin görüntüsüdür. Şeyleri gerçekten oldukları gibi görebilmek için acıyı ve şoku yaşayıp mağaradan kurtulmak gerekiyor. Üstelik mağaraya geri döndüğümüzde de herkes yüzümüze gülecek ve kimse anlattıklarımıza inanmayacaktır.” Bu örnekle Platon gerçekten nesnel standartlar olduğunu ileri sürmektedir. Sözgelimi tam anlamıyla gerçek bir daire yoktur. Sadece zihinde yaratılan, kurgulanan kusursuz bir daire vardır. Yani dairenin düşüncesi kavramı, “daire idea’sı” vardır.

Bu kuramla ortaya çıkan sonuç platonik aşkı da açıklamış oluyor. Platonik aşk adından da anlaşılacağı gibi Platon’un adından geliyor. Platona göre aşk gerçek sevgidir. Fiziksel doyum içermez. Yani ilişkide olunan kişiyle gezmek, dolaşmak, edebiyattan, sanattan, müzikten vb konulardan sohbet etmektir. Bu tip aşkta mağara örneğinde çıkan sonuç üzerine her şey düşüncede idea da yaşanır, gerçekten fiziksel bir aşk yaşanmaz. Platonik aşk herkesin yanlış bildiği karşılıksız bir aşk olarak ifade edilemez. Karşılığı vardır ve kişiler bunu düşüncelerinde yaşarlar, fiziken yaşamazlar. Demek ki en azından platonik aşklar oldukça Platon yok olmayacak ve düşüncelerini şimdi olduğu gibi gelecekte de devam ettirecektir.


1 yorum:

  1. I was wondering if you ever considered changing the page layout of
    your blog? Its very well written; I love what youve got to say.
    But maybe you could a little more in the way of
    content so people could connect with it better. Youve got an awful lot of text for only having 1 or two images.
    Maybe you could space it out better?

    YanıtlaSil

Popüler Yayınlar